Medikal ozon daima saf ozon ve saf oksijenin karýþýmý þeklinde kullanýlýr. Uygulamaya baðlý olarak ozon konsantrasyonu 1 ve 100 µg/ml (ozon dozu gamma olarak adlandýrýlýr) arasýnda deðiþir. Ozonterapist (ozon terapi konusunda eðitimli bir doktor), kiþinin durumu ve týbbi uygulamaya göre, toplam uygulama dozunu belirler. Daha sonra uygulamayý yapacak olan doktor, toplam dozun ne þekilde, hangi miktarlarda ve hangi protokolle uygulanmasý gerektiðini planlar.
Medikal ozonun iyi bilinen bakterisidal (bakteri öldürücü), fungisidal (mantar öldürücü) ve virostatik (virüs çoðalmasýný önleyici) özelliði sebebiyle, enfekte olmuþ yaralarýn dezenfeksiyonunda ve ayrýca bakteri ve virüslerin sebep olduðu hastalýklarýn tedavisinde kullanýmý uzun yýllardýr en önemli uygulama alanýný oluþturmuþtur.
Ancak özellikle son 20 - 30 yýlda büyük geliþim gösteren, biyokimya, immunoloji vb. bilim dallarý sayesinde, medikal ozon uygulamalarýnýn hücresel ve metabolik düzeydeki pozitif etkilerinin bilimsel olarak araþtýrýlmasý ve ortaya konulmasý mümkün olmuþtur.
Bu nedenle her geçen gün, medikal ozon uygulamalarý konusunda olumlu yeni etki ve tedavi haberleri ile daha sýk karþýlaþmaktayýz.
Düþük dozlarda kullanýldýðýnda, ozon baðýþýklýk sistemini aktive eder, diðer bir deyiþle vücudun direncini arttýrýr.
Ozon sayesinde oluþan bu aktivasyona cevap olarak , vücudun baðýþýklýk hücreleri cytokin adý verilen özel maddeleri (interferon, interleukin vb.) üretir. Bunlar hastalýklara direnmek için uyarýlan bütün baðýþýklýk sistemi boyunca zincirleme bir þekilde pozitif deðiþiklikler yaratarak diðer baðýþýklýk hücrelerini haberdar ederler. Bu da medikal ozonun, özellikle baðýþýklýk sisteminin zayýf olduðu veya bozuk olduðu hastalara uygulanmasýnda özellikle çok baþarýlý sonuçlarýn alýnmasýna yol açar.
Majör Otohemoterapi adýyla bilinen küçük miktarlarda uygulanan ozon, sonuç olarak vücudun kendi antioksidanlarýný ve serbest radikalleri zararsýz hale getiren enzimleri aktive ederler. Bu uygulamada kan ile karýþtýrýlan ozon gazý hemen çözünerek, saniyelerle ölçülen bir sürede, kaný oluþturan hücresel yapýlar ve kanýn serum kýsmýný oluþturan maddelerle etkileþime girerek çok sayýda reaksiyonu baþlatýr.
Kanýmýzýn hücresel kýsmýný oluþturan baþlýca hücreler,
alyuvarlar ve akyuvarlardýr. Medikal Ozon Tedavisinde, Alyuvarlar ile kanýn oksijen taþýma kapasitesi ve kalitesi arttýrýlýrken, Akyuvarlarda baþlatýlan reaksiyon süreci vücudun savunma ve tamir mekanizmalarýnýn dalga dalga harekete geçmesini uyarýr.
Kanýmýzýn serum kýsmýndaki maddelerden özellikle
yað asitleri ve diðer trigliseritlerle ozon gazýnýn oluþturduðu bileþikler, zamanla vücuttaki zararlý yað türlerinin azaltýlmasýnda önemli bir yardýmcý rol üstlenir.
Medikal ozonun diðer çok önemli bir özelliði de, kan dolaþýmýný arttýrma yeteneðidir. Bu özellik, dolaþýmla ilgili bozukluklarýn tedavisinde ve organik fonksiyonlarýn yeniden canlandýrýlmasýnda ozon terapiyi çok deðerli kýlar.
Bu sebeplerden dolayý dýþarýdan verilen ekstra ve yan tesirleri olabilecek diðer tedavilerden farklý olarak ozonun ,vücudun kendi dinamiklerini harekete geçiren doðal bir tedavi yöntemi olduðunu kabul etmek gerekir.
Tüm bu özellikleri ve daha saymadýðýmýz pek çoðu nedeniyle
Ozon
,
''Tanrýnýn Nefesi''
olarak deðerlendirilmeyi fazlasýyla haketmektedir. Bu sebeple Ozon tüm dünyada, hastalýkta ve saðlýkta geleneksel týbbi yaklaþým ve tedavilerin en önemli yardýmcýsý olmaya baþlamýþtýr.
Ayrýntýlý bilgi için : 0216 467 82 82 - 83 nolu telefonu arayabilir yada
[email protected] adresine yazabilirsiniz.