Ýnsan vücudu doðanýn belkide en büyük mucizelerinden birisidir. Doðduðumuz andan baþlayarak, kendini yenileme ve koruma fonksiyonlarý sayesinde, vücudumuz kendini dýþ etkenlere karþý korur ve olabilecek yýpranmalarý tamir ederek her zaman saðlýklý kalmaya çalýþýr. Ancak modern yaþam içinde insanoðlu, yaþadýðý çevre, iþ yaþamý, stres, edindiði alýþkanlýklar, beslenme seçimleri vb. pek çok yolla bu savunma ve yenilenme mekanizmalarýný tahrip ederek aslýnda kendi yaþam süresini kýsaltmaktadýr.

Oksijen, yaþamýmýzý sürdürmemiz için gerekli olan en önemli öðelerden biri. Vücudumuzun her bir hücresi oksijene ihtiyaç duyar. Ancak hepimizin yaþamýnda zamanla oksijen alýmýnda bir düþüþ ve beynimizde kullandýðýmýz oksijen miktarýnda azalma olur.

Günlük yaþam mücadelesi, iþ yoðunluðu, mesleki ve ailevi sýkýntýlar, endüstriyel olarak hazýrlanan gýda ürünleri, çevre kirliliði, nikotin, alkol, kahve, kötü alýþkanlýklar, yanlýþ yaþam biçimi ve hatalý beslenme, hareketsizlik, hastalýk ve enfeksiyonlarýn her biri baþlý baþýna yaþamýmýzdaki negatif etkenleri oluþturmaktadýr.

Tüm bunlara, normal yaþlanma süreci de eklenince insan vücudunun oksijen ihtiyacý artar. Oksijen yetersiz olduðunda organ ve hücrelerin çalýþmasý aksar.

Ýþte, tam bu noktada ozon terapi, kan yoluyla uygulandýðýnda, dokulardaki oksijenasyonu arttýrýr, vücudun doðal korunma sistemlerini güçlendirir, yenilenme ve tamir mekanizmalarýný ayaða kaldýrýr.

Medikal OZON uygulamalarý, insanoðluna saðlýklý ve uzun bir yaþamýn kapýsýný açmaktadýr.

Unutmayýn, saðlýðýnýz aslýnda avucunuzun içindedir ! Onu sýmsýký tutun ve kaybetmeyin...